ŞEHİR TARİHÇESİ

Lefkoşa Suriçi

Lefkoşa’nın sur içi bölgesine kuzeyden giriş sağlayan Girne Kapısı 1562 yılında Venedikliler tarafından yapılmış.  Kemerli bir yapıya sahip olan kapı Lefkoşa’nın en önemli kapılarından biri. Hâlâ bu kapının duvarlarında Venedik ve Osmanlı dönemine ait kitabeler bulmak mümkün. 1821 yılında Osmanlı döneminde tamirat görmüş ve üst kısmına kubbeli bir bekçi odası eklenmiş. 1931 yılında da iki tarafına bugün yürüdüğümüz yollar açılmış. Uzun yıllar Girne yönünden Lefkoşa’ya girmek için sadece bu kapı kullanılıyormuş. Bu kapı şimdi Turizm ve Enformasyon bürosu olarak kullanılıyor.

Girne Kapısı

Kapının batısında Cephane Burcu, doğusunda ise Musalla Burcu bulunmaktadır. Kapının önünde ise Mustafa Kemal Atatürk'ün bir heykeli bulunur. Bu heykel 29 Ekim 1963 tarihinde açılmıştır. Bu ikisinin arasına iki büyük top yerleştirilmiştir. Bu toplar 1790 yılında, Büyük Britanya kralı III. George tarafından Napolyon Savaşları sırasında kullanılmak üzere yapılmış, sonradan Osmanlılar tarafından satın alınmıştır.

Girne Kapısı'ndan surların içine girildiği yerde İnönü Meydanı yer alır.Kapıdan Atatürk Meydanı'na doğru Girne Caddesi uzanır.

Kapıya, ilk inşa edildiği dönemde Venedikliler tarafından "Porta del Proveditore" veya "Porta del Provveditore" adı verilmişti. Kapı Osmanlı döneminde "Edirne Kapı" olarak adlandırılmaktaydı. Kapı, batısında bulunan Cephane Burcu'nda cephane bulunması nedeniyle "Hisar'ın Kapısı" olarak da anılmaktaydı.

1821 yılında, kapı Osmanlılar tarafından büyük bir tamirattan geçirildi. Bu sırada, kapıya bekçi kulübesi olarak kullanılan bir ikinci kat inşa ettiler. Bu katın inşa amacı, olası bir Rum isyanına karşı şehri korumaktı. Tamirat sırasında Venediklilerden kalma, kapının inşasını anlatan taş bir tablet bulundu. Bu tablet kapının kemerinin üzerine yerleştirilmiştir. Şehrin dışına bakan tarafta bulunan tabletin üzerinde Kur'an'dan bir sureden oluşan bir kitabe, yanında ise kapının her iki tarafındaki surların yıkıldığı tarih olan 1931 yazısı bulunur.